Son dönemde sanayi alanında Endüstri 4.0 kapsamında yaşanan dönüşüm, Lojistik 4.0 olarak lojistik sektöründe de yoğun şekilde hissediliyor. Gelişen teknoloji ve Lojistik 4.0 ile geleneksel lojistik hizmetlerin dışına çıkan sektörde; otonom araçlar, kaptansız gemiler, otomasyona sahip depolar, 'drone’larla teslimat yakın geleceğin bir gerçeği haline geldi. İlerleyen süreçte bu yöndeki taleplerde beklenen artışının da etkisiyle Türkiye lojistik sektörünün önde gelen firmaları dijitalleşmeye yönelik çalışmalara hız verdi. Sektör temsilcilerine göre, yerli lojistik firmaları teknoloji yoğunluklu yeni nesil depolarla insan faktöründen kaynaklı iş süreçlerindeki aksamaları minimize ederken, aynı zamanda küresel arenada rakabetçi yapısını koruyor.
Gelişen teknolojiyle Türkiye lojistik sektöründe yürütülen faaliyetler ve verilen hizmetler yeniden şekilleniyor. Günümüzde akıllı sistemler lojistik sektörüne adapte edilerek insan müdahalesi azaltılmaya çalışılıyor. Böylece lojistik süreçlerin daha az hata ile tamamlanması amaçlanıyor.
Özellikle Nesnelerin İnterneti ile sistemler, artık hiçbir aracı gerektirmeden birbiriyle iletişim kurabiliyor. Bu durum firmaların iş yapma süreçlerini doğrudan etkilerken; stoklama, depolama ve dağıtım ağının yapısında değişim meydana getiriyor. Teknolojik dönüşümle birlikte yakın gelecekte insan faktörünün minimum seviyeye düşürüldüğü, otonom araçlar ile robotların çalıştığı depo sayısında artış bekleniyor. Yatırımlarını dijitalleşmeye yönelik yeniden şekillendiren firmalar, oluşabilecek taleplere kendilerini şimdiden hazırlıyor.
Tedarik sürecindeki taleplerinin yerine getirilmesiyle firmaların birbirinden farklılaşıp, rekabet eder hale geleceklerini belirten sektör temsilcileri, ilerleyen yıllarda bu ve benzeri süreçlerle sunulan hizmetlerin hacminde artış yaşanacağına dikkat çekiyor. Buradan hareketle sektör temsilcileri, firmalara yaşanan sürece ayak uyduracak çalışmalara odaklanmalarını öneriyor.